bir-eki

bir-eki
один-два, несколько
ср. bir qaç

Крымскотатарский-русский словарь (латинский). 2013.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Смотреть что такое "bir-eki" в других словарях:

  • yokluk eki — is., dbl. 1) Ad soylu kelimelere gelerek herhangi bir nesne veya özelliğe sahip olmama anlamı katan sız, siz eki Ev siz, kalem siz. 2) Bir adın önüne gelerek yok olma durumunu belirten yabancı kökenli ek Namevcut (mevcut olmayan), bipayan (sonu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • durum eki — is., dbl. Adın bir adla veya fiille ilgisini kuran ek, hâl eki ev i gördüm, ev in önü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olumsuzluk eki — is., dbl. Kökü fiil olan bir kelimeye olumsuzluk kavramı veren ma, me eki: Sevmemek, sevmeyecek, okumamış gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • List of numbers in various languages — The following tables list the names and symbols for the numbers 0 through 10 in various languages and scripts of the world. Where possible, each language s native writing system is used, along with transliterations in Latin script and other… …   Wikipedia

  • Тракайский диалект караимского языка — Самоназвание: Karaj tili Страны …   Википедия

  • ek — is. 1) Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça Yazının ekleri. 2) Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki. 3) Sonradan katılan, dikilen,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Turkish grammar — This article concerns the grammar of the Turkish language. A companion to this article is Turkish vocabulary. Three features that, together, distinguish Turkish from many other languages are the following: #Turkish is highly agglutinative: its… …   Wikipedia

  • Old Turkic language — Old Turkic Spoken in Central Asia Extinct by the 13th century Language family Turkic Southeastern Turkic (Uyghuric) Old Turkic …   Wikipedia

  • yön — is. 1) Belli bir noktaya göre olan yer, taraf 2) Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe Binanın batı yönü. 3) Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet Bolu yönüne. 4) mec. Tutulacak, izlenecek yol İşin ekonomik yönü. Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»